Erken doğum, son âdet tarihinden itibaren 37 hafta, yani yaklaşık 9 aylık süreden önce gerçekleşen doğumlardır. Bu süreden önce gerçekleşen doğumlar Prematüre Doğum ve bu şekilde doğan bebekler, “prematüre bebek” olarak nitelendirilirler. Bu bebeklerin genelde doğum tartıları 2,5 kg‘dan azdır. Tüm gebeliklerin yaklaşık %8‘i erken doğumla neticelenir, ikiz gebeliklerde bu oran daha yüksektir.
Doğum eylemi çoğu durumda kendi kendine başlar. Anne ve/veya bebek hayatının tehlikede olduğu durumlarda ise doktor tarafından erken doğum kararı verilir ve induksiyon (suni sancı) ya da sezaryen yolu ile doğum gerçekleştirilir.

Doğum eylemini erken başlatan çok sayıda etken vardır. Bunlar arasında en etkili olanlar çoğul gebelik ve polihidramniyostur (bebeğin sıvısının normalden fazla olması).
Bu iki durum rahimin kapasitesinden daha fazla gerilmesine ve bu büyük yükten “kurtulmak için” miyad dolmadan kasılmasına yol açabilir.
İkiz gebelikte doğumun tekil gebeliklerden daha erken başlaması kuraldır ve bazı durumlarda eylem 36. haftadan önce başlayabilir.
Suların miyad dolmadan erken gelmesi, yani erken membran rüptürü (EMR) de doğum eylemini başlatan diğer bir etkendir. Suların gelmesiyle açığa çıkan bazı maddeler ve olaya eklenen enfeksiyon erken doğum eylemini tetikler.
Genital sistem enfeksiyonları (özellikle B grubu streptokoklarla meydana gelen enfeksiyonlar, bakteryel vajinozis ve trikomonaslara bağlı vajinit, klamidyalar, anaerob bakteriler, ureoplasma ve mikoplazmalarla oluşan enfeksiyonlar ) ve üriner sistem (idrar yolları) enfeksiyonları erken doğum eylemini başlatabilir.
Placenta previa (plasentanın doğum kanalını kapatması), ablatio placenta (plasentanın erken ayrılması) gibi durumlarda da doğum eylemi daha erken başlayabilir.
Anne adayının beslenmesinin yetersiz olması, sosyoekonomik seviyesinin düşük olması, yaşanılan coğrafi bölgenin özellikleri, anne adayında ciddi anemi (kansızlık), sigara kullanımı gibi etkenler de doğum eylemini başlatmada etkili olabilmektedir.
Kaynak: Wikipedia